10 Kas 2015 13:30

Ankara - Moskova hattında 3 sorun

Ankara - Moskova hattında 3 sorun

Tahran, 10 Kasım 2015 - AKP iktidarının 13 yılına bir bütün olarak baktığımızda şu tabloyu görürüz: Türkiye ABD ile “tam işbirliği”ne rağmen, Rusya’yla hep dengeli ve iyi bir ilişki götürdü. Üstelik Ukrayna krizi ve Batı’nın Rusya’ya yaptırımları Türkiye’ye avantajlar yarattı.

Ancak son bir aydır Türkiye ile Rusya ilişkileri sıkıntılı bir viraja girdi. Ankara ile Moskova arasında 3 temel konuda ciddi sorun var:

TÜRK AKIMI

Ukrayna krizi Rus gazının Avrupa’ya transferi için Türkiye’yi yeni güzergâh haline getirdi.

Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin 2 Aralık 2014 tarihli Türkiye ziyareti sırasında, Rus gazını Karadeniz altından Avrupa’ya taşıyacak Güney Akım boru hattı projesini iptal ettiklerini ve yeni güzergâhın Türkiye olduğu Türk Akımı projesine başlayacaklarını ilan etti.

Ancak aradan 1,5 yıldan fazla geçti ve Türk Akımı bir türlü imzalanmadı.

Son olarak geçen Haziran ayının başında imzanın atılacağı belirtildi ama atılmadı, ay sonuna ertelendi. Ay sonu geldiğinde Temmuz dendi, Temmuz’un sonu dendi, Ağustos başı dendi. Artık “imzalar sonbaharda” diye konuşuluyor.

Peki Türkiye neden Türk Akımı’nı imzalamıyor?

Önce “gaz fiyatında indirim” dendi, indirim gerçekleşince bu kez “geriye doğru bir yıllık indirim” dendi.

Diğer yandan AKP Hükümeti “biz geçici hükümetiz, imzalayamayız” dedi. Ancak “geçici” AKP Hükümeti 22 Temmuz 2015’te ABD’yle İncirlik Mutabakatı’nı imzaladı!

 

İNCİRLİK MUTABAKATI

Ankara ile Moskova arasındaki ikinci temel sorun Suriye konusudur. Türkiye’nin ABD’yle İncirlik Mutabakatı’nı imzalaması bu sorunu daha da derinleştirdi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un da tepki gösterdiği gibi “ABD’nin İncirlik üzerinden muhaliflere hava koruması sağlayacağını açıklaması” Suriye’de siyasi çözüme zarar veriyor!

Diğer yandan ABD ile Türkiye’nin imzaladığı ve Suriye’de yeni bir hamle anlamına gelen İncirlik Mutabakatı, Rusya’nın Suriye’de siyasi çözüm için hazırlığını yaptığı Moskova Konferansı’nı baltalıyor.

Yine Suriyeli muhaliflerin ABD’yle birlikte Türk topraklarında eğitilmesi ve donatılması Moskova’yı rahatsız ediyor. Moskova meseleye eğilecek ve donatılacak muhaliflerin sahadaki etkisi üzerinden değil, Türkiye’nin konumlanışı üzerinden bakıyor ve önemsiyor.

Diğer yandan Moskova, merkezinde “Bağdat-Şam-Kürt örgütleri ittifakı” olan IŞİD’le mücadele planı ilan etti. Putin’in planı ile Türkiye’nin İncirlik Mutabakatı’yla artık merkezinde yer aldığı Obama’nın planı karşı karşıya duruyor.

KIRIM

AKP Hükümeti Kırım konusunu Türk-Rus ilişkilerinin ortasına büyük bir sorun olarak yerleştirdi.

Ay başında Ankara’da Dünya Kırım Tatar Kongresi düzenlendi. Hem Moskova hem de Kırım’da yaşayan Tatarlar kongreye tepki gösterdi. Davutoğlu hükümeti Kongre’ye tam destek verdi, yüksek düzeyde katıldı.

Kongreye mesaj gönderen Erdoğan “Rusya’nın Kırım’ı ilhakını tanımadık, tanımayacağız” dedi!

Erdoğan Kongre’nin ardından da Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Dünya Kırım Tatar Kongresi Başkanı Refat Çubarov’la görüştü.

PRAGMATİZM

Aslında Erdoğan’ın Rusya’yla yaşadığı ilişki, Çin’le yaşadığının benzeridir. Erdoğan Türk Akımı’nda olduğu gibi, Çin’le yapılan Füze Savunma anlaşmasını da bir türlü imzalamamaktadır. Şundan:

1) Erdoğan pragmatisttir ve bu iki ülkeyle ticari bağın avantajlarından sonuna kadar yararlanmak istemektedir. Erdoğan “ticaret ile siyaseti ayırarak” ilişki kurmaktadır.

2) Öte yandan Erdoğan bu ilişkiyi, ABD’yle “siyasi” işbirliğinin pazarlık kartı olarak kullanmaktadır.

3) Ve son olarak Erdoğan, Türk devletinin içinden gelen kimi baskılar nedeniyle de “çok boyutlu” dış politika adımları atmakta, bunu da iktidarına dayanak yapmaktadır.

Aydınlık

M.M

News ID 1857373

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
  • captcha